24 Kasım 2013 Pazar


Yine her şey en üst seviyede tek düze, her şey aynı. Değişen pek bir şey yok. Aslında değişmesi gereken şeyler var, yani umarım değişiyordur onlar da, evet dersleri kast ediyorum. 

Bir insan her sabah erken kalktığı halde şu metroya geç kalabilir mi? "Bir kere de rahat rahat gitsen şaşırırım" diye gülen babama "Olsun sabah sporu yapıyorum" demek de artık bir parçası oldu hayatımın. Sonra yolda koşarken kulaklıkların düğümünü açmada ustalaştım. Ayrıca metronun geldiğini gördüğümde merdivenlerde attığım deparlar görülmeye değer. Sonra tabii nefes nefese kalışlar. Bakın benden size tavsiye her sabah şöyle 5 dakika adam gibi koşun, ne kilo kalır ne bir şey. 

Şu an kendimi Ayşe Özyılmazel'in gereksiz köşe yazıları gibi hissediyorum. Acaba psikolojim bozuldu da farkında mı değilim :( Paylaşsam belki okuyan yok ama olsun kendi kendine yazmak da güzel. Gerçi sizin köyde kendi kendine konuşanlara deli diyorlar biliyoruz. Ya o değil de şu deli dediğimiz, hastanelere tıktığımız insanlar aslında dünyayı gerçekten kavrayanlar. Eğer bu yazıyı okuyan varsa içinizde daha önce duymadıysanız akıl hastalarının yazdığı şiirleri bulup okuyun internetten. Bir kitapta toplamışlardı adı "İnilti."

"Güldüğümü rüyamda pek az görüyorum"

Arkadaş değme şairlerin şiirlerine taş çıkartır orada yazılı şiirler. 

Yalnız ciddi ciddi blogger gibi yazıyorum şu an, faydalı bilgimi verip eleştirimi de yaptım. Sırada yemek tarifi ya da film önerisi falan var diye korkuyorum. 
Bazen gerçekten sıkılıyorum ya. Bugün deneme sınavı vardı. Huyum kurusun Türkçe ve felsefe sorularında paragraflarda beğendiğim şeylerin altını çizer dururum, sınavdan çıkınca bir okurum onları. Bugün şunların altını çizmişim: 

"İnsanlar hırs ve zaaftan oluşur."

"Dağcılar, dalgıçlar, paraşütçüler ve daha birçok sporcu acaba gerçekten sonuca ulaşmak için mi o sporu yapar? Yani bir dağcı için sadece o dağın tepesine ulaşmak mıdır önemli olan, yoksa o süreç midir? Süreci önemsemezsek dağın tepesine bir helikopterle de çıkabiliriz."

Böyle işte. Blogger'lık sürecimin sonuna gelmiş bulunmaktayım... Bir başka yazıda görüşmek üz..
Tamam kafamı duvara ben kendim vuruyorum şimdiden :(

Sevgiler Ezgi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder